Rahatsızlığın, dışarıda çalışan ve güneşin yaydığı ultraviyole ışınlarına maruz kalan kişilerde daha çok ortaya çıktığını belirten Op. Dr. Sedat Selim, hastalığın ülkemizde ise her 100 kişiden 5'inde görülebildiğine dikkat çekti.
Hastalık hakkında bilgi veren Op. Dr. Selim, “Hastalığı gözün şeffaf tabakası olan Kornea'ya et yürümesi olarak tanımlayabiliriz. Göz eti, astigmata yol açarak bulanık görmeye neden oluyor. Eğer zamanında müdahale edilmezse göz bebeğini de kapatarak görme kayıplarına yol açabiliyor” dedi.
CERRAHİ MÜDAHALE İLE TEDAVİ
Göz eti hastalığının yanma, batma, kızarıklık ve damarlanma şikayetleriyle kendini belli ettiği bilgisini veren Op. Dr. Sedat Selim, “İlaç tedavisi ile yalnızca kızarıklık miktarı azalıyor. Asıl tedavi cerrahi müdahale ile oluyor. Kaşkaloğlu Göz Hastanesi'nde doku transfer tekniği ile başarılı sonuçlar elde ediyoruz. Dikiş yerine doku yapıştırıcısı kullandığımız için ameliyattan sonra batma yanma hissi de azalıyor. Klasik ameliyatlarda hastalığın tekrarlama olasılığı % 50'yi bulurken, bizim uyguladığımız teknikle bu oran % 1'ler seviyesine iniyor. Operasyon 15-20 dakika sürüyor. Hasta ertesi gün normal yaşantısına dönebiliyor. Bu hastalıktan korunmak için güneş gözlüğü ve göz yaşı damlalarını kullanmak faydalı oluyor” diye konuştu.
Op. Dr. Selim, sözlerini şöyle sürdürdü: “Ayrıca gözün beyazında genellikle sarı-beyaz kabarıklık şeklinde görülen Pinguekula denen hastalıkla Pterjiumu karıştırmamak gerekir. Pinguekula da genellikle herhangi bir rahatsızlık hissi olmaz ancak kabarıklık fazla olursa göz yaşı tabakasının düzensiz dağılmasına neden olarak yanma, batma gibi şikayetlere neden olabilir. Pingeukulanın tedavisinde de Pterjium gibi ilaç ve gerektiğinde cerrahi tedavi uygulanabilir”